İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

3. ArtContact İstanbul Sanat Fuarı’nın 3. Gün İzlenimleri…

Ümit Gezgin

3 Haziran 2023, Cumartesi

Dr. Alp Özeren’le Kadıköy’de buluşup, Sanat Fuarı’nın yolunu tuttuğumuzda trafiğin de doğrusu yoğun olacağını tahmin etmemiştim.. Fuar alanına ulaşmak kolaydı.. Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Marmaray’dan biniyor ve Yeniköy İstasyonu’nda indikten sonra ben on dakika yürüyor ve fuar alanına ulaşıyordunuz..

Dr. Mimar Kadir Topbaş Fuar ve Kongre Merkezi‘ne ulaştığımızda dışarıdan içeriye birçok insanın akın akın girdiğini gözlemledik..Evet, bugün Cumartesiydi ve insanlar çoluğu çocuğuyla birlikte gezmek, sanat eserleriyle buluşmak için buraya, ArtContact İstanbul Sanat Fuarı‘na geliyordu ki.. bu çok güzel bir şeydi.. Contemporaray İstanbul‘un dar merkezli yapılanmasının ve ancak belli insanlara açık yapılanımının yanında ArtContact, sanatı topluma yayan yapısı ve gerçek anlamda sanatla sanat eğitimini buluşturan özelliğiyle, gerçek anlamda bir toplumsal sanat programı takip ettiğini de herkese göstermiş oldu…

Fuar sorumlularından Ayhan Hacısalihoğlu arkadaşımızla birlikte fotoğraflar çekindik.. Sonra Alp hocayla birlikte ilerledik.. ilerde bir kediyi kucağına aldı Alp hoca.. Yine ünlü galerici Yahşi Baraz‘la ve eşi heykeltraş Maria Kılıçlıoğlu’yla da karşılaşarak fotoğraflar çekindik ve sanat, eğitim ve sanatın geleceği haklarında da görüş alış verişinde bulunduk..

Baraz’a, mutlaka belgesel romanının yazılması gerektiğini, söyledim.. O da hak verdi.. Çok fazla konuşmaz, ama konuştuğu zaman da tane tane, sakin ve kendinden emin, bilinçli bir şekilde, makul ve gayet medeni bir tavır içinde meramını ve düşüncelerini anlatır.. genelde de hep yapıcı olurdu Yahşi Baraz.. Tabi neden olmasın Ümit, dedi.. Gel konuşalım.. Ben destek veriyorum, dedi.. Tamam, dedim.. Fuardan sonra mutlaka telefon edip geleceğim.. Böyle bir kitap projesine Teksin Özgüz Hanım da başladık.. Sana ve Türk Plastik Sanatlar kültürü içinde yer alan insanlara mutlaka kitapların yazılması gerektiğini, söyledim…

Maria’nın eseri önünde de fotoğraf çektirdik ve eserleri hakkında detaylı bilgiler aldık.. Ne çaba ve yaratıcı faaliyetle çaba gösteriyordu kırk yıldır Maria.. Özgün bir sanatçı olarak heykele boyut ve kalıcı değerler eklemiş ve her anlamda bu sanatı kavramsal önermelerle ileri boyutlara taşımıştı…

Galerilerde, kavramsaldan güncele ve moderne kadar değişik çalışmalar vardı.. Bu da bu fuarın yenilikçi ve yaratıcı olduğunu gösteriyordu bizlere.. Bol ve çeşitli sanatsal, düşünsel seçenekler içinde sanatçılar üretimlerini sürdürmüşler ve eserlerini de galeriler aracılığıyla stantlarda sergilemişlerdi..

Sanatçı dostları, arkadaşları da gördük dolaşmalarımızda.. Herkes hem kendi sanatı ve hem de başka sanatçıların yaptığı eserler üzerinde tekrar tekrar düşünüyordu.. Zamanın çarkları dönüyor ve sanatla birlikte zaman da kendi gerçekliğini yaratıyordu. Fuarda farklı teknikleri ve farklı işçilikleri görüyorduk. Her stant kendi formunu oluşturarak bir zenginlik katıyordu fuara…

Fuar için yeni eserler üretilmişti. Her sanatçı kendi tarzına göre bir şeyler yapmış, kendi tarzı içinde üretimini çeşitlendirmişti.. Her taraf farklı türdeki sanat eserleriyle doluydu.. Bu önemli bir şeydi…

Yabancı sanatçılar da vardı fuarda.. onlar da kendi tarz ve teknikleri içinde üretimlerini gerçekleştirmişler ve fuara katılarak sanatlarının başkaları tarafından görülmesini de istemişlerdi.. Onlardan biri de Güney Koreli sanatçıydı.. Kelebek tasarımlarıyla hem gözlere ve hem gönüllere hizmet ediyordu..

Stant duvarları, koridorlar, bütün boşluklar ve alanlar sanat eserleriyle doluydu.. Ortadaki piyanodan güzel müzik parçaları fuar alanının büyük boşluğuna yayılarak insanları müzik ve görsel sanatlar birlikteliğine davet ediyordu…

Türlü kaideler üzerinde heykel ve seramik objeler.. bazılarında kavramsal çalışmalar.. açıklamalar, notlar ve değerlendirmeler…Hem sanat eserleri görünür oluyor, hem de eserleri açıklayan bilgiler, sanatın ve eğitimin bir parçasına dönüşüyordu… Masalarda da günlük hayata ve sanata dair sohbetler yapılıyordu…

Her bir sanat eseri başka dünyaların kapılarını açıyordu bize.. Bazen eserin sanatçısından bilgi alıyorduk.. bazen tahmin etmeye çalışıyorduk eserin ne anlama geldiğini.. İşte insan figürlerine bakıyorum. Birer maske yüz gibi.. türlü anlamlar geziniyor bakışlarında.. Duvarlardaki tuvallerle özdeşleşiyor, olmadı kendi başlarına bir anlam taşıyorlar…

Ressam Umut Nur Sungur‘un çalışmalarını görüyoruz.. Kadın sorunsalı çerçevesinde kendi dünyasını ve tasarımlarını anlatıyor Sungur.. Ezilen, yoksul, yardıma muhtaç kadınların dünyasını, çözümler üreterek sunuyor…Keza kukla heykellerle bol ödüllü sanata adım atmış arkadaşı da yine, sanatla kendi kişiliğini ortaya koyuyor…

Masalar sanatçıları ve sanatseverleri topluyor. Karşılıkla konuşma ve görüşmeler oluyor.. Tuvallerdeki ışık masalara, insan yüzlerine ve çizgilerine yansıyor.. Yine her tablo başka tablolara ışık oluyor…

Eskişehir’den meslektaşlarımı görüyorum.. Onları bir masa etrafından toplanmış sanattan konuşurken görüyorum.. Hemen fotoğraflarını çekiyorum.. Anı, hatıra kalsın bende diyorum…

Kalabalık galeri stantları var, tenha olanları var.. Galeriden galeriye de böylece farklılıklar ortaya çıkıyor..En önemlisi gençler, çocuklar da ArtContact’ta adım adım geziyor ve sanatçılarla konuşmak istiyorlar…

Uzun yıllarını sanata vermiş, çok yönlü sanatçı Tamer Levent’in yanına gittik. Hem resimden, hem edebiyattan, tiyatro ve sinemadan, dizilerden konuştuk.. Ne olacak Camdaki Kızın hali, diyerek de espri yaptık…

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: