Ümit Gezgin
Hasta hasta yazı yazmak adeta bir çile.. hastalığın ne anlama geldiğini ancak kişi hasta olunca anlıyor… Ben de iki gün önce, o yoğun yağmurlarda Kadıköy’de bir güzel ıslandım.. ıslandım demek bile hafif kalır.. bardaktan boşanırcasına yağar yağmur iliklerime kadar işledi.. bir yere oturayım, sıcak bir bardak çayla kendime gelirim, dedim ama.. o kurtarmadı.. Kadıköy’den de Fenerbahçe’ye yürüyerek gelmek gafletine kalkışıp, Altıyol’da ondan vazgeçtim ama.. ıslatlık, titreme nöbetini daha da arttırmıştı…


Görüntüler değişiyor.. görmenin bile sağlıkla ilgili bir şey olduğunu, hasta olunca anladım.. yürümek, bakmak ve bir şeyi okumak ve çizmek de işkenceye dönüyor.. tadı tuzu kalmıyor hiçbir şeyin.. o zaman anlıyorum ki.. hastalık da bir sanat.. sanat nasıl yönetim bilimiyse.. hastalık ta kontrol edilmesi, düşünülmesi, hastayken yazı, çizi ve okuma durumunu, ciddi şekilde ele alınması gereken bir şey…

Kovit döneminde hiç hasta olmamıştım.. çünkü altı tane aşı olmuştum ve ilk aşı gönüllüsü de bendim.. Cerrahpaşa Hastanesi’ne ilk Sinovac aşısı için denek olarak gitmiş, on dört gün arayla iki aşı olmuştuk… Sonra da diğer aşılar gelmişti.. ciddi herhangi bir rahatsızlık duymamış ve geçirmemiştim… O yüzden iki gündür beni yataklara düşüren.. yağmurun altında iliklerime kadar ıslanmak mı acaba, diye de düşünüyorum…

Kan ter içinde sabahleyin uyandım.. yataktan kalkabilmem imkansız.. ama yatmaktan da sırtım, her yerim ağrım ağrım ağrıyor.. bu nasıl bir iştir, diyorum.. dualar ediyorum.. korkuyorum da bir yandan.. ya aniden bir kalp krizi veya başka bir şey geçirirsem… Vücut direncinin düştüğünü biliyorum.. o yüzden her tarafım ağrıyor ve yanıyor…
Vücudum yangın yerine döndü.. kimseyle telefonla konuşacak takatim yok.. arkadaşlar, dostlar belki yanlış bile anlıyorlar.. biraz iyi olunca mesajlar yazdım.. doğru düzgün sesim çıkmıyordu.. çevrem dağılıyor, renkler soluyor ve ağaçlar yeşilliklerini kaybediyor.. sadece ses ve uğultu duyuyordum… Anladım ki hastalık da bir sanat.. onu idare etmesini bilmek lazım ve her zaman da ona kendini kapıp koyvermemek gerekir…
Evden bir çay içimi çıktığım şu zamanda yağmur bulutlarının tekrar başımın üstünde toplandığını görünce nasıl eve kaçacağımı şaşırdım…
İlk yorum yapan siz olun