Ümit Gezgin
Sadece ressamlar değil, şairler ve öykücüler de, hatta anı yazarları ve günlükçüler de, heykeltraş ve seramikçiler gibi, hatta tiyatrocular ve müzisyenler gibi sanatı hayatın devamı olarak algılarlar… Hayat, yaşamak zorunda olduğumuz bir realitedir.. insanlar alışkanlıkları ve değerleri doğrultusunda yaşarlar… Bir çocuğun olgulaşması ve büyümesi, sorumluluk alması, uzun yıllar alıyor… Kolay oluşmuyor insan… Ahmet Haşim’in dediği gibi, zekanın olgunlaşması uzun yıllar alıyor ve otuzlu kırklı yaşlara gelmeden de zeka bir türlü olgunlaşmıyor.. akıl gelişmiyor ve yaşam tecrübesi dediğimiz şey de ortada pek görünmüyor…


Zaman zaman düşünüyorum, sanatın ne olduğu ve ne işe yaradığı, konusunda… Onun en önemli işlevinin entellektüel gelişmemize katkıda bulunması çok önemli, diyorum.. uygarlığın gelişmesi, insan zekasının gelişmesi ve insan olma bilincinin artması noktasında da sanatın her türlüsünün büyük katkıları olduğunu ve insan için imkanlar sağladığını, düşünüyorum…


Yazıyı ararım bazen, bazen de resim için dışarılara çıkar veya internetten başka ressamların nasıl resim yaptıklarını izlerim.. sanatın aramakla bulunamayacağını ve ama süreklilik içinde gayret sarfetmek gerektiğini daha iyi anlarım… Belki bütün sanatların kendine özgü yapıları vardır.. bu yapıları iyi analiz etmek gerekmektedir… Herkes şair olamaz, şiir yazamaz.. keza müzisyen ve tiyatrocu olamayacağı gibi.. kolay değildir sanatçı olmak.. hayatını sanat merkezinde kurgulamak ve yaptığı sanatı da üstte tutmak…


Sanat hayat bütünlüğünü korumak lazım.. bu şu demek.. sanat hayattan beslenir ve aslında hayatla da bütündür… Şair hayattan beslenir, ressam da… Hayat dediğimiz sadece bir algılama meselesi değildir, mesleklerin, uğraşların, çalışmaların, algı ve sorunların içinde bulunan insanın bunları sanatına da taşıması, sanatı yoluyla sorunlarını aşması ve hayatın sınırlarını sanat yoluyla zorlaması hadisesidir…


Her sanatçının bir tarzı vardır.. zaten tarzı olana sanatçı, denir.. tarzı olmayan da o alanda, sanat alanında hobi cinsinden etkinlik gösteren kişi anlamına gelir.. bir anlamda boş zaman uğraşı olarak sanatla uğraşan kişi… Zaten dünyada sanatla ilgili insanların çoğu, bu işi boş zaman uğraşı olarak sürdürürler.. sanatsal anlamla uğraşanların sayısı çok azdır.. onların içinde de gerçek anlamda sanatçı daha da azdır…

Sanat dediğimiz şey hayatın devamıdır aynı zamanda… Sıradan insanların günübirlik dertlerinin ötesinde yaşar sanatçı, kültürlü insan.. entellektüel meseleleri yaşamının içine yerleştirmiş kişi… Yoksa sıradan, günübirlik dertlerin, tasaların içinde yaşayan nüfusun çoğunluğunun sanatla, kültürle, kitapla bir alakası yoktur.. geçmiş zamanlarda da olmamıştır… Onlar için hayattan başka gerçeklik yoktur ve sanat da yoktur… Sanat, onların ne işe yaradığını bilmedikleri ve para da getirmeyen, boş bir uğraştır…
İlk yorum yapan siz olun