İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

KÖY ENSTİTÜLERİ HAKKINDA

(Nusret Karaca)

Eğitim Enstitüsü mezunu olarak “Köy Enstitüleri”hep ilgi alanım olmuştur.Hele Kadıköy’de edebiyat toplantıları’nda yakından takip ettiğim ve tanımış olmaktan gurur duyduğum Köy Enstitülü Edebiyatçı/Eğitimci Mehmet Başaran’ın, Ali Dündar’ın yapıtlarını okuduktan, Türk Dili Perşembe toplantılarında anlattıklarını dinledikten sonra öğrendiklerimle, notlarım, Sadık Gültekin’in “Aydınlanma Serüveni”, NTV yayınları, “Toplumsal Tarih”,”Dünyalılar”, “Cumhuriyet ile Yerel Basından ve de kitaplığımdaki önceden tuttuğum küçük notlarımdan kaynakları belleğimdekilerle harmanlayarak bir kısa yazı da ben kaleme almak istedim.

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihli bir yasa ile açılmış okullardı.Bilgiyi iş haline getirmek,uygulamaya koymaktı amaç.Yani”Eğitim Üretim”içindi.Onun için “Enstitü”dendi.Köye göre öğretmen yetiştirme düşüncesinden yola çıkıldı.O yıllarda ülkede %5 oranında bir okur yazar varken,nüfusun %70’i köylerde yaşıyordu.Böyle bir ortamda 21 bölgede “Köy Enstitüleri”kuruldu.

Köy Enstitüleri Projesi Türkiye’ye özgü bir proje idi.Anadolu’nun neredeyse tamamına yakını okulsuz ve ögretmensizdi.

İsmet İnönü’nün himayesinde 28 Aralık 1938 tarihinden itibaren bu projeyi Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel bizzat yönetti.İsmail Hakkı Tonguç’un çabalarıyla İlkokul Mezunu çocuklar bu kurulacak okullardan mezun olduktan yine köylerine öğretmen olarak gideceklerdi.

Köylülerin yine köylülerce eğitildiği bir yapı öngörülerek bi işe girişildi ve yedi yılda  sekiz bin eğitmen yetişirildi.

Enstitülerin kurulup gelişmesinde pedagoji uzmanı Halil Fikret Kanad’ın da önemli katkıları oldu. Öğretmenler köylülere hem örgün eğitim veriyorlar hem de okuma-yazma ve temel bilgileri kazandırma hem de modern ve ilim tekniklerini öğreteceklerdi.”İş için iş içinde eğitim”ilkesi uygulanacaktı.Ve de öyle oldu.Derslerin %50’lik bölümü temel örgün eğitim konularını içerirken,diğer kalan ise uygulamalı bir eğitimdi.Köy Enstitülerinden mezun olanlar marangozluktan,inşaattan,tarımdan anlayan ve de sanatla ilgili,en az bir enstrüman çalabilen kişiler olarak köylerinin ,”her şeyi bilen adamı” olurlardı.Bu okullardan Başta Hasanoğlan ve Kepirtepe Köy Enstitüsü olmak üzere çok sayıda öğretmen,aydın yetişti.( 308 kadın ve15.943 erkek.)

….

Fakir Baykurt,Ümit Kaftancıoğlu,Talip Apaydın,Mahmut Makal,Mehmet Başaran,Harun Birsen,Pakize Türkoğlu,Ali Dündar,Mehmet Uslu,Dusun Akçam bunlar arasındadır.

…..

2.Dünya Savaşı sonlarına doğru 1945 yında S.S.C.B.’nin Türkiye’den askeri üs istemesi üzerine (Boğazlar,Kars,Artvin ve Artvin) A.B.D. den yardım istendi.Truman Doktrini ie zaten yardıma başlayan A.B.D. karşılığında Türkiye’de serbest seçimlere dayalı bir demojrasi düzeninin yerleşmesini ve Milli Şeflik,Beşer yıllık kalkınma planları ile Köy Enstitüleri gibi uygulamaların kaldırılmasını talep etti.Köy Enstitülerini Sovyet sistemine benzer bir uygulama olarak görüyorlardı.1946 yılında CHP muhalif grup,yaklaşan seçimleri yitirme kaygısı,müfredat ve yapılanmada değişiklikler yapılmasına neden oldu.”İş için iş içinde eğitim” ilkesinden uzaklaşıldı.1954 yılında Okullar kapatılarak öğretmen okullarına dönüştürüldü.

                   …..

“Yaşam boyu dik bir duruşun temelini iyi bir eğitim oluşturur.”(Nusret Karaca)

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın

SANAT TASARIM GAZETESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et