Ümit Gezgin
Sanat akımlarını, özellikle resim ve edebiyat akımlarını, daha ziyade de resim akımlarını hep merak etmişimdir.. bir perspektiftir resimsel bakış.. bu bakışa göre sanat tarihi şekillenmiş görülüyor…

İnsanlığın dünyayı algılama biçimidir bu akımlar, estetik değerlendirmeler ve bakış.. Rönesans ve Barok döneme bakıldığında o dönemde başka bir bakış ve değerlendirme vardır.. her akımın kendi döneminin toplumsal, felsefi, teknolojik ve psikolojik gerçekliğini yansıttığını da bilmek lazım…

Bu Rönesans ve Barok dönem için de geçerlidir.. o dönemler içinde bakıldığında dünya nasıl görülüyordu.. insan merkezli bir bakış açısı geliştiriliyordu bu dönemde.. insan merkezli ve Tanrı’nın yarattığı mükemmel düzenin yansıması olarak ele alınıp değerlendirilmişti…

Romantik döneme geldiğimizde, duyguların yansıması olarak karşımıza çıkıyor romantik dönem.. doğanın en güzel ihtişamını yansıtıyordu romantik dönem.. ayrıca bireyin iç dünyası da keşfedilmişti.. duygu, aklın da dışında ve üstünde görülüyordu…

Oysa, empresyonizm dönemi gerçekliğin değişken yüzünü gösteriyordu.. ışık, algıya göre değişiyordu her ressamda.. izlenimci ressamların her birinin dünyayı algılama, görme biçimi farklıydı.. nesnenin özü önemli değildi.. önemli olan an’ın değerlendirilmesidir.. ve ressamlar da kendi kişisel bakışlarını tuvallerine yansıtıyorlardı…

Gerçeklik tek bir bakışla görülemez.. parçalı, çok katmanlı, boyutludur gerçeklik.. bu da Kübizmin doğuşunu ortaya çıkaracaktır ve kübist gelenek içindeki ressamlar gerçekliğe bu çok katmanlılık içinde ulaşmaya çalışacaklardır…

Bilinçaltı keşfedildikten sonra, onun daha bir gerçek olduğunu, düşünenler ortaya çıktı.. rüyalar, mantıksızlık, bastırılan duygular, istekler.. dünyayı anlamak için anahtar gerçekliklerdir, denilmeye başlandı ve Sürrealizm sanat akımı da böyle ortaya çıktı…

Başka bir sanat akımı: Soyut Ekspresyonizm, dış dünyayı temsil etmeye gerek yok, dedi.. sanatın bizzat kendisi.. rengin ve hareketin, çizginin ve kompozisyonun bizzat kendisi bir gerçekliktir, önermesi geliştirildi.. bu yüzden de temsil çöpe atıldı ve ressamlar atölyelerinde, hatta büyük boyutlu tuvallere soyut çizgi, renk, biçim, kompozisyon oluşturma gayretine giriştiler…
Pop Art başka bir estetik bakış önerdi: Tüketim kültürü, seri üretim.. popüler imgeler.. bunlar önemli ve sanat üretimi için araç haline dönüştürüldü.. böylece bizler her akımın bir epistemolojik kırılma yarattığını görmüş olduk.. ben kendi şahsım adına sanat akımlarından sürekli besleniyorum.. kendi resmimi ve kişiliğimi de durmadan geliştiriyor, düşüncelerimi olgunlaştırıyorum…






İlk yorum yapan siz olun