İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Görüntü ve Gerçeklik: Felsefe ve Sanat Arasında…

Ümit Gezgin

Zaman zaman kendime sorarım: gördüğüm şeyler gerçek mi.. herkes benim gördüğümü mü görüyor.. yoksa düşündüğü şeyi görmek mi sanıyor.. yollarda, parklarda, apartmanlara bakarken ve fotoğraf çekerken.. bakıyorum da insanlar kendi dünyalarında yaşıyor ve dış gerçeklik onların pek umrunda değil.. dış gerçeklik bile onların algılarında psikolojik önermelerle oluşuyor…

Gerçekliğin ne olduğunu bilmiyoruz.. şu sıradan insanların da görüntüyle pek ilgilendiği yok.. onun derdi tasası hayvanların içgüdüleri gibi ihtiyaçları tatmin etmek, onun ötesinde de biriktirmek.. biriktirecek şeylerin peşinde koşuyor insanlar ve öldükten sonra da tüm birikimlerinin bir anlamı kalmıyor.. her şey geride kalıyor…

Sokaklarda gerçekliği arıyorum resimsel olarak.. görüntüler değişiyor.. gündüz değişiyor, gece değişiyor.. ağaçlar, binalar, araçlar, işaret levhaları, reklam panoları, marketlerin meyve sebze sandıkları.. görüntü ve gerçeklik arasında devasa farklar olduğunu görüyorum.. görüntü sürekli değişiyor.. oysa gerçekliğin değişmeyen bir özünün olması gerekir.. o zaman görüntü, yan sürekli değişen gerçeklik, gerçeklik olamaz…

Platon’un ünlü mağara alegorisi, görüntü ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi çok iyi ortaya sermiştir.. mağara duvarındaki gölgeler gerçekliğin sadece temsilidir.. ama zincirli tutsaklar için bu gölgeler gerçekliğin kendisidir.. sanata bakıldığında da kafalar karışır, o da gerçekliğin kendisi mi, yoksa temsili mi…

Görüntü gerçekliğe yaklaşabilir miydi.. sıradan insan ne görüntüyle ne de gerçeklikle ilgiliydi.. oturduğum yerde görüyordum ki herkes telefonlarıyla ilgili, başka bir sanal gerçeklik içinde yaşıyordu.. görüntü aslında bir illüzyon yaratılıyordu…

Kant gerçekliği ikiye ayırıyordu.. fenomen, algıladığımız şey demekti.. numen ise kendi başına olan şey.. ve biz asla numene ulaşamayız, yalnızca fenomeni deneyimleriz.. görüntü, bu anlamda, kaçınılmaz olarak bir aracılık olayıdır… İzlenimcilerin resimleri gerçekliğin kendisi değil, sadece algının kaydıdır…

Walter Benjamin, Teknik Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı makalesinde fotoğrafın ortaya çıkışıyla birlikte sanatın aurasının kaybolduğundan bahseden.. fotoğraf görüntü ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi değiştirir… Ama fotoğraf doğal olarak objektif değildir.. açı, ışık, kadraj, an.. hepsi birer seçimdir.. fotoğrafçı gerçekliği kaydetmez, sadece bir an’ı seçer ve onu kaydeder…

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın

SANAT TASARIM GAZETESİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin